9 Mart 2015 Pazartesi

İyi Gelmez Mi Hiç İstanbul Havası 2 -Jack

........öncesi için


Önceki yazıda ne kadar kötü yazmışım ben öyle. Sonradan okuyunca fark ettim de artık eskisi gibi yazamıyorum. Ne oluyor bana hala anlamış değilim. Ne eskisi gibi sevişebiliyorum ne de eskisi gibi birşeyler yaşayıp, yazabiliyorum. Neyse konumuza dönelim. Eğitimin ilk gününden başlıyorum.

Otelden çıktık. Allahtan eğitimin olacağı yer otele yakın yürüyerek gidip geliyoruz. Ben Bursa'dayken çok fazla feminen arkadaşlarım vardı. Sabahtan akşama kadar Starbucks da oturup millet kiminle koli(lubunca cinsel ilişki yaşamak) kesmiş, kimin kolisinin similyası(erkek cinsel organ) büyük ya da kimin mincosu(bildiğimiz göt) sugar(güzel) bunları konuşurduk.haliyle etraftaki insanlar da bize bakarlardi. Hele komik bir şey olsun aman allahım o incelik ve kalınlık arasında kalmış ses tonundan çıkan kahkaha sesı cidden çok kötü. Kınamak için söylemiyorum. Utandığım falan da yok ama abartıldığı zaman daralırım. Ki o zamanlar da abartmışlardı sağolsunlar. Bende başkaları yüzünden milletin bana dik dik kınar gözlerle bakmasından rahatsız olduğum için görüşmeyi kesmiştim. Şimdi ise eğitim yerine giderken grup halinde bir suru feminen ve feminen olamayan gruplar halinde yürüyoruz. Ayrımcılık yapmak için söylemedim feminen ve feminen olmayanlar derken sadece daha iyi anlatmak için söylüyorum sakın öyle düşünme olur  mu ?

Kimisi saçının ön tarafını mora boyamış , kimisi altında gri bol bi şalvar üstünde çiçekli yelek, kimisi annesinin ördüğü mor yeleği, kimisi altında gri tayt. O kadar rahatlar ki millet bakmış bakmamış mı hiç umurlarında değil. Bana bak birde gömlek altında pantolon , o an fark ettim ki kendimi fazla bastırmışım. Ve o an anladım ki millet sana baksın bakmasın çok önemli değil o an eğleniyorsan olay bitmiştir.

Eğitim ofisine gittik. Herkesin yeri belli devamlı filtre kahve gidip geliyor. Üniversitelerden gelen öğretim görevlileri falan. Eğitim başladı nereden geldiklerini, ne yaptıklarınından falan bahsediyor bana geldi sıra. Bir şey diyemedim. Malım çünkü ben. Kendimi çok bastırdım, olduğum gibi yaşayamadım o yüzden çok bir şey yapamadım ki zaten siyasete falan da hiç ilgi duymadım diyemedim. Amacım oraya bir şeyler öğrenmekti ve öyle de oldu.

Millet nasıl bu kadar çabuk kaynaştı anlamış değilim. Konuşmalar gülmeler falan maşallah . Ben katılmak mı hak getire. Ayol ayol diye konuşsan insanlara karşim karşim die sesleniyorum. Ee sonradan açıldım tabi ayollar, kızzzz yapmaa bee demeler , dedikodular falan ohooo ben ben değilim. Nasıl bi psikolojideysem bir yandan da 'alışma bak Jack ağzına yapışır İskenderun'da dersen rezil olursun bir de milletle uğraşma ' diye diye kendimi tuttum ama nafile. Saldım çayıra mevlam kayıra.

Hele bir gece var ki kendimi nasıl saldım ki sorma. Şimdi eğitim bitti otele gittik. Dedik ki İstanbullara kadar geldik içmeyelim mi? Gittik bi şişe şarap aldık. İçtik falan hafif çakır keyf oldum ama bünye rahatlığa alışkın değil ya uyuyamadım bi türlü. Bi yandan da şimdi uyursam oda arkadaşım iri yarı bi herif , beni siker diye korkudan uyuyamadım tabi . Sonraki gün dedik ee buraya kadar geldik bi taksim yapalım dimi. Herkes odasına gitti dedik biraz uyuyalım zaten geç gideriz  erkenden gidersek kimse olmaz insan yüzü görelim hem. Herkes odasında uyuyor bende şimdi dışarıda içki pahalıdır odadaki şarabı bitireyim üstüne cila yaparım dışarıda diye düşünüyorum. İki kadeh şarap içtim Sonra Bursa'dan bir arkadaş vardı onunla buluştuk onunla birer bira içtik. Sorna bizim eğitimdekilere  katıldım. Heves ettik Mis sokağında bira içelim dedik. Orda da birer bira içtik. Sorna Bi cafe&bar da iki bira içtik. Sonra bi cluba gittik orada da vodka enerji içtik .Sonra sonra sonra..
En son hatırladığım üçüncü vodkadan sonra bende kayışın koptuğu. Böyle ne kadar içtiğimi söyleyince de ergen gibi oldu. Aman neyse işte. Benim kayış bir koptu var ya anlatamam. Dans etmeyi bilmezdim hiç dans etmediğim kimse kalmadı. yiyişmediğim kimse kalmadı. Gerçi bunları eğitimdekiler anlattı çünkü hatırlamıyorum hiç birini. Ara ara hatırladığım birşeyler var tabi .Otele dönerken dolmuş şöförüne ' benimle yatsana şöför bey ben İskenderun'da sevişecek adam bulamıyorum' diye bağırdığımı , bi trans arkadaş vardı onunda yolun ortasında seviştiğimi hayal meyal . Bende kayış koptu ama kendimi nasıl sartlandırdıysam dans ediyorum ama bir yandan da telefonumla cüzdanım yanımda mı onu kontrol ediyorum. Beni odaya çıkardı iki kişi hemen gittim telefonumu şarja taktım falan. Sonra ara ara kustuğumu , ha birde duş alırken arkadan birinin bana girip çıktığını hayal meyal hatırlıyorum. O kadar. Sabah bi kalktım boynum falan mosmor, çırılçıplak yatakta olduğum ve yanımda kimsenin olmayışı. Zaten çırılçıplak olduğumu kapıya beni uyandırmak için gelen arkadaşlara kapıyı açtığımda farkettim. O anki utancımı yazmama gerek var mı ?

Aşağıya kahvaltıya indik. Başım önce eğik acaba dün akşamki kim die düşünüyorum. Herkes de benim oteldeki çalışanlara bile sulandığımı konuşuyordu. Başım çatlıyor, utanıyorum ve meraktayım. Sonradan biri geldi yanıma ' İyi misin ?' diye sordu.Kaçamak cevap verdim haliyle. Meğerse dün akşam iyi misin diye soran arkadaşla birlikte olmuşuz. Çok fazla uzun sürmemiş çünkü devamlı kusuyormuşum ve ayakta durmadığım için yere domalıp içime girmesine izin verdiğim sırada boynum kırılacak diye korkmuş falan. Çok garipti hayatımda yaşadığım en ilginç deneyimlerden bir tanesiydi.

Sonraki gece yine duramadım ben herkes odasında uyuyor gecenin bi körü saat 02.00 de dolmuş olmasına şaşıra şaşıra Tekyöne gittim. Gerçi gittiğime de pişman olmadım değil. Yalnız gittiğimden mi ne bilemem ama hiç beğenmedim. Çok kişiliksiz insanlar falan vardı. Bir de devamlı aynı şarkıları çalıp durdular. İki bira içip tıpış tıpış otele döndüm. Aklım başımda otelin yolunu bulduğum için hiç bi heyecan falan olmadı tabi. O yüzden bu geceye dair bir şey yazamayacağım sanırım.

Ondan sonraki geçe aklım başımdayken çok farklı insanlarla tanıştım. Teslimiyet filmini izledin mi bilmiyorum ama orada oynayan iki trans arkadaşla tanıştım. Çok fazla kezbanım galiba ben . Bi gördüm aman allahım bende bi heyecanlar falan görmen lazım. He birde Ayta Sözeri ile tanışmak istiyordum. Onunla tanıştım. Tanıdığım en muhteşem insanlardan sadece bir tanesi. Şuan da bi dizi de oynuyor zaten. Bunu blogdan hiç haberi olmaz belki ama burdan selam olsun kendisine :)

Benim için çok farklı deneyimlerdi. Annemden konuştuk, kendimi bastırmamdan konuştuk, neler yapmam gerektiğinden ve neler yaptığımdan konuştuk. Kendimi ilk defa özgür hissettim. Rahatlamıştım. Dilediğim gibi konuştum dilediğim gibi eğlendim. Gelecek üzerine sorguladım kendimi ve ne kadar şanslı olduğumu anladım. Çok garip şeylerdi.

Neyse daha fazla uzatmadan devamını daha sonraya saklıyorum. Bende bu devamı daha sonra olayını çok sevdim galiba :)
                                                                                                                       
                                                                                                                  sonrası için....

2 yorum:

  1. hayır o bastırılma nasıl bir patlama yaşadıysa artık :) sen bi taraftan kusup kendi derdine düşmüşken sana "iyi misin" diye sormaya gelen birisinin fırsattan istifade etmesini bir türlü anlayamadım :/

    YanıtlaSil
  2. Good day jack jill !
    It is my article about İstanbul Hight Clubs, Pubs, Cafe only for Gey and Lesbi ( write for russian peoples). Have a nice day!
    http://www.hierapolis-info.ru/nochney-kluby-i-bary-dlya-geev-i-lesbiyanok-v-istanbul.html

    YanıtlaSil